Psikolojik ve Biyolojik Savaşım Sürerken

Yazı Dizisi – 2

Klordioksit derken?

Pandemi ilan edildiğinden bu yana maske, mesafe, ellerin en az 20 saniye boyunca sabun ile yıkanması gerektiği, virüsün gözler, burun ve ağız yoluyla vücuda giriş yolu bulabildiği, virüsün çevresinin jöle gibi kaygan bir zar ile çevrili olduğu bu nedenle sabun ile karşılaştığında bu yağsı jölenin eriyerek virüsü etkisiz hale getirdiği, sabun vb. nin üstesinden gelemediği virüsleri, hücrelerimizin vücudumuzdan içeriye taşıdığı, uzmanların açıklamalarına göre solunum sistemimize, dolayısıyla akciğerlerimize saldırdığı, iyileşme durumu söz konusu olsa dahi kalp veya beyin gibi diğer organlarımızda da hasar bırakmak gibi sorunlara neden olduğunu okuduk ve/veya dinledik…

Alınan tüm tedbirleri de koyulan kuralları da uygulamaya çalışan insanlar bir yana, komşuluk, akrabalık, bir arada olma alışkanlıklarımız, düğündür, asker uğurlamasıdır gibi, hacca göndermek-dönenlerin karşılanması gibi toplum olarak micro ölçülerde hep öbek öbek bir arada olmaya meyilli bir anlayışımızın olması, uzmanların açıklamalarına göre değerlendirilir ise bu vesileyle tam da bu virüsün dostu ortamları bu insanların hazırladığı gibi bir tablo çıktı ortaya…

Almanya’da önceleri çok garipsenirken,  sokakta, parkta fıtı fıtı gezinen çocuk görünce, anası babası kızar mı diye düşünmeden yolda gördüğü çocuğu kucağına alıp sevmeye çalışan insanlar görünce, etrafta tepki gösterebilecek ebeveynler varsa, Türkleri tanıyanlar, ki bu bazen polisler veya güvenlik görevlileri bile olabiliyormuş; Onlar kızmaya başlamadan; Şey “ Hanım-Bey efendi sorun yok, kötü niyetli değil, onlar Türk ve hep böyle kucaklaşıp selamlaşmayı seviyorlar, bu onların kültürlerinin bir parçası ve çocukları hep böyle seviyorlar!” diye olası sorunların önünü alıyorlarmış!

( Bir Türk olarak Almanya’ya yolunuz düşerse kucaklaşıp öpüşenleri gördüğünüz an dilinizi bilenlerin çok da uzakta olmadığı fikrine kapılabilirsiniz yani, biri değilse diğerinin aradığınız kişi çıkma olasılığına güvenilebilir! Hoş Covid-19 en çok da bize düşman galiba ama geçecek geçecek.. Bütün dünyalılar direniyor!😊) 

Pandemi önlemleri kapsamın Dünya Sağlık Örgütü başta, tüm Sağlık Bakanlıkları dünyanın her yerinde yaşayan insanlara maske mesafe hijyen ve son olarak da izolasyon telkinlerinde bulunmakla kalmadılar, devlet olma sorumluluğu mu desem gereği mi desem bilemediğim sokağa çıkma yasaklarının giderek daha yasak hale geldiği bir süreci yaşamaya başladık…

Kafamız hep bir parça “bi dünya” iken, dünyalı olmak başlı başına bir problem haline gelmiş oldu galiba! Ortaya robotların dünyayı yöneteceği,  5G nin frekans olarak gücü ve etkileri üzerine yazılıp çizilenlerden sonra insanların İngiltere de dahi bu 5G istasyonlarına saldırıp ateşe verdiği görüntüleri izledik sosyal medyada.

Yanı sıra Covid henüz dünyaya yayılmamışken, Çin’de insanların sokak ortasında düşüp öldüğü ( ! ) görüntülerin videoları servis edildi izleyenlere. Birkaç ay sonra kuluçka süresinin on dört gün olduğu açıklanan bir virüs ile öyle sokak ortasında düşüp ölmeye yol açabilecek  insan görüntülerinin ortaya çıkmasının mümkün olamayacağı anlaşıldı! Tabi bu arada psikolojik savaşın daha o görüntüler yayınlandığı anda ilan edildiğini düşünüyorum süreci gözden geçirince!

Enteresan tarafı da şimdi yazarken fark ediyorum ki o görüntüleri yalanlayan kimse çıkmadı ortaya! Durun yahu öyle değil diyen de olmadı, en azından ben görmedim…

 Siz gördüyseniz, lütfen bana da yazın, gerçi “ Saçma soru yoktur” diyor bilenler ama genel yaklaşım soru mu, hımm ne sorunu demeye meyilli olunduğu için sorun yok, soru soru (!) diye açıklayınca da boy uzamıyor ki bir faydasını görelim…

İçerde ülkecek halimiz üç aşağı beş yukarı böyle böyleyken, dünyada neler oluyor diye araştırmaya başlayınca şaşırmadım desem yalan olacak şeylerle karşılaştım…

Öncelikle uzun yıllardır klor’dan daha güvenli olduğu için havuz suları, atık sular gibi alanlarda suları temizlemek, hijyen açısından da ortam temizliği veya sebze-meyvelerin dezenfeksiyonunu sağlamak, hastanelerde ameliyat malzemelerinin sterilizasyonu vb… amacıyla kullanıldığını öğrendiğim bu maddenin birazdan anlatacağım Jim Humble adında bir adam tarafından ihtiyaç anında camı kırınız kadar önemli bir anda, bir insanın ölümü söz konusu olunca kullanmaya karar verdiği bir olay yaşanmasıyla başka bir boyuta taşındığını öğrendim…

Taşınmış derken bize kadar geldi diye düşünmeyin siz yine de!… Aksine gelmesin diye epey engelleniyor anladığım kadarıyla…

Jim Humble kimdir, necidir, nasıl olmuşta başka bir boyuta açılmış bu klordioksit konusu bunları merak edip araştırmaya başladığımda karşıma şöyle bir tablo çıktı;

Esasen doktor olmadığı ifade edilen Jim Humble, Afrika gezileri sırasında kendisine eşlik eden Yerli bir Afrikalı’yı Klordioksit ile tedavi ettiği anlatılıyor ulaşabildiğim forum ve videolarda… Bu yolculuk sırasında fenalaşan Yerli, Maleria hastalığından muzdaripmiş ki Türkçe ifade edecek olursam bize de yabancı olmayan sivrisineklerden insanlara bulaşan sıtma hastalığı varmış yani…

Jim Humble bu gezileri sırasında temiz su bulmanın güçlüğü nedeniyle Klordioksit’i yanında taşıyor, karşılarına çıkan su kaynaklarından aldıkları bu suları dezenfekte ederek içmek için kullanıyormuş anladığım kadarıyla.

İşte bu sırada kendisine eşlik eden Yerli bu vatandaş fenalaşarak kriz geçiyor ve durum bu iken Jim Humble’ın aklına suyu temizleyen bu Klordioksit maddesinin, niçin insan vücudun da bulunan ve % 70 i su olan bir insandaki suyu da temizlemesin, iyileştirmesin fikri geliyor!

 Vaktiyle altın avcısı bir gezgin olduğu yönünde bazı değerlendirmeler okuyorum ama doğruluğu konusunda her hangi bir bilgiye sahip değilim! Zaten araştırdığımda da Jim Humble’a dair Türkçe pek bir kaynak bulamıyor, fakat araştırmaya devam ettiğimide daha güvenilir olarak görebileceğimiz bir kaynak olarak karşımıza çıkan Kerry Rivera’nın, Jim Humble ile iletişime geçtiğini öğreniyorum. Otizm tanısı konulan oğlunu nasıl tedavi ettiğinden bahsederken, Jim Humble ile iletişime geçtiğini ve bu Klordioksit buluşunun Jim Himble’a ait olduğunu doğrulama şansı bulmuş oluyorum!

Özetle konuya böyle yaklaşan Jim Humble, kriz geçirerek fenalaşan bu yerli vatandaşa klordioksit içirmeye karar veriyor… Şehrin ortasında bulunsalar, bir mahrumiyet bölgesinde olmasalar belki hiç denenmeyecek bu yöntem, çölün ya da ormanın ortası gibi bir mahrumiyet alanında bulunmalarından kaynaklı, aklına gelen bu fikri uygulamaya karar veriyor Jim Humble… Zira, gözünüzün önünde bir insanın ölümüdür söz konusu olan! Eh ilk yardımcı sertifikası olmasa da ana kuralı eldeki malzemelerle veya imkanlarla yapılabilecek müdahaleyi gerektirdiği için mantıklı da bir hareket olmuş bence…

Sonuç olarak Klordioksit’li suyu içen bu vatandaş dört saat sonra iyileşme belirtileri göstermeye başlamış ve 24 saat sonra ise iyileşerek ayağa kalkmış!

Bu sonucu gören Jim Humble Klordioksit ile Afrikalı yerlileri tedavi etmeye başlamış… Okuduklarımdan anladığım kadarıyla 800 kişi civarında insanı tedavi etmiş ki demeye kalmadan adamı ülkeden kovmuşlar!!!

Üstüne de Pharma Endüstri demiş ki, ortada Doktor yok ve bu tedavi süreci kanıtlanamaz!

Aradan ne kadar zaman geçiyor bilemiyorum, yine Türkçe kaynaklar çok sınırlı olduğu için özellikle bazı sitelerde bu konulara yer verildiğini, yapılan araştırma ve incelemelere Türkçe olarak erişebileceğimiz kısmi de olsa bazı bilgilere ulaşabildiğimi fark ediyorum…

Bakınız “Otizm Olarak Bildiğimiz Belirtilerden Kurtulmak” adlı kitabın yazarı KERRİ RİVERA Klordioksiti öncelikle kendi oğlu Patrick’i 2000’li yılların başında tedavi ederek, Meksika’da kurulmuş ilk BİYOMEDİKAL OTİZM KLİNİĞİ’nin eski sahibesi, anne ve homeopat olması yolculuğunu, içeriklerini okumaya doyamadığım “ Vitamingiller” sitesinde anlatıyor. Sitedeki röportajı okuyabileceğiniz linki buraya bırakıyorum; https://vitamingiller.com/kerri-rivera-ile-cd-otizm-protokolu-uzerine-soylesi/

 Bu röportajın içeriğindeki can alıcı noktalardan biri de Kerri Rivera’nın Jim Humble ile iletişime geçerek klordioksiti nasıl kullanacağını ondan öğrendiğini ifade etmesi bence!

Görüleceği gibi Afrika’dan kovulsa da Jim Humble’ın klordioksit kullanarak insanları tedavi etmeye devam ettiğini anlamış bulunuyorum! Youtube’da iki haftalık ömrü kaldı denilen kanser hastalarını klordioksit kullanarak tedavi etmenin mümkün olduğunu ifade ettiği videolara ulaştım.. Artık epey yaşlanmış olsa da, görülen köy o ki bayrağı devredecek insanlar bulmuş, ya da artık başka çaresi olmayan insanlar ona ulaşmışlar ki ortaya Kerri Rivera gibi savaşçılar çıkmış!…

Ne diyor Kerri Rivera derseniz, artık dünyanın her yerinde Pharma Endüstri insanları ilaç dışında bir şey ile tedavi edilemeyeceğine inandırmaya devam etse de; yiyip içtiğiniz çok önemli diyerek başlıyor!.. Zira klordioksiti kullanmaya başlamadan hemen önce yine otizmli bir çocuğun annesinden Otizm de yiyeceklerin çok önemli olduğu ve bir perhiz dahilinde hareket edilmesi gerektiğinden bahseden bir kitap tavsiyesi ile başlıyor bu konuyu mercek altına almaya! Bu perhizin faydasını gördüğü noktada ise konuyu daha derinlemesine araştırmaya başlıyor…

Klordioksitle tanışması da bu noktada başlıyor zaten.. Araştırmasını yaparak kullanmaya başlıyor fakat Otizmli bir çocukta daha önce uygulanmış bir örneği de yok.. Bu noktada Jim Humble devreye giriyor ve uygulayacağı dozu nasıl bilebileceği konusunda ondan yardım alıyor Kerri!

Patrick’in kusmasına neden olduğu noktada ise belli ki Jim Humble’dan aldığı bilgiler neticesinde korkulacak bir şey olmadığını biliyor.. Yalnızca fazla hızlı gittiği, bir iki gün ara verip dozu biraz düşürmesi gerektiğini anlamış bulunduğunu açıklıyor…

Bu konuda Türkiye’de çok fazla insanın da klordioksiti kullandığını ve sayısız faydasını gördüklerini anlattıkları epey bir yorum okuyorum.. Üstelik yeni de değil 2015 yıllarından başlayarak forumlarda klordioksit kullanan kişilerin deneyimlerini anlattığı sitelerle karşılaşıyorum… Özellikle öğrendiğim hiçbir rahatsızlığı olmayan kişilerin dahi üç ay da bir defa 7 gün gibi periyotlarla klordioksit kullanarak detoks yapmayı alışkanlık haline getirdikleri oluyor…

Kanser, Otizm, Aids, Sıtma, Migren gibi hastalıkların tedavisinde kullanıldığını öğrendiğim dönem de bu dönem işte…

Vitamingiller Sitesinde okuduğum  Kerri Rivera röportajının çarpıcı olduğunu düşündüğüm şu kısmına dikkatinizi çekmek isterim;

………………………………………………………………………………………………………………………

“SADECE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLER’NDE 2025 YILINDA 276 MİLYAR İLA 1 TRİLYON DOLARA ULAŞMASI BEKLENİLEN OTİZM BAKIM VE TEDAVİ ENDÜSTRİSİ”

Tabii o zaman tüm dünya otizme çare bulunsun istiyor diye düşünüyoruz, kim ister insanların otizmli kalmasını?! Kimse tabii!
Fakat sonra otizm dünyasında biraz zaman geçirince fark ediyorsun ki, bazıları(!) bu işi ticarete dökmüş!
Bu noktada konu hakikaten can sıkıcı bir hal alıyor işte.

Bir noktada, Venezuela’da verdiğim bir konferanstan sonra tam 28 iyileşme vakası kaydedildiği oldu mesela. Vakfın kurucularının da desteği ile bir konferans verdim, ve aşağı yukarı bir 1,500 kişi filan katıldı o konferansa. Konferansı bitirdik, ardından vakfın başkanı ile birlikte oturduk bir odaya ve peşpeşe orada sıra olmuş bekleyen çocukları kabul etmeye başladım. Böylelikle vakit kaybetmeden oradaki çocukları protokole başlatmış olduk. Vakfın başkanı kendisi de bizden sonra bir 200 çocuğu daha başlattı protokole.

Bundan bir 6 ay sonra, 2011 Ekim’inde takip ziyareti için tekrar gittim Venezuela’ya ve yanımda da bu Amerikalı DAN! doktorlarından birini götürdüm bu sefer. Kendisi de gördüğü hastalarda bizim bu prokolümüzle çok çok iyi sonuçlar almaya başladığından konuyla iyice ilgilenmeye başlamıştı, o yüzden benle geldi.

Ve o takipte, ATEC skoru ‘0 – 10’ arasına düşmüş, otizmden kurtulmuş, tanı bırakmış 28 çocuk gördük!”

…………………………………………………………………………………………………………………………

Lütfen ilettiğim linke tıklayarak ropörtajın tamamını okuyunuz!… Yanı sıra aşağıda linkini vereceğim diğer Vitamingiller sitesinin paylaşımına da dikkatle göz atmanızı tavsiye ederim;

https://vitamingiller.com/otizm-olarak-bildigimiz-belirtilerden-kurtulmak-kerri-rivera/

En güzel tarafı da “Otizm Olarak Bildiğimiz Belirtilerden Kurtulmak” adlı kitabın Türkçe’ye çevrildiğini ve kitaba ulaşabileceğimizi öğrenmiş olmam. Yanlış değilsem Vitamingiller sitesinin de yazarlarında olan Asena Devlet bu kitabı bize kazandıran çevirmenler arasındaymış, nasıl güzel bir işe imza attıklarını ve doğru bir siteyi takip ettiğimi de böylece fark ediyorum…

Vitamingiller sitesinde “HAKKIMIZDA” sekmesine tıkladığınız da karşılaşacağınız şu yazı, iyi bir anne olmanın ötesine geçen bir grup kadının kendilerini ifade ettikleri şu satırlar, bir kadın olarak beni de gülümsetip içimde bir yerlere dokundu;

“En mahrem yerimiz midemizdir “ diye düşünen bir grup kadın, kariyerlerinin güvenli sularında yol alırken hormonlarının sesini dinleyip bebek yaptılar. Önceleri “ne yesem” diye başlayan sorular, 6. aydan sonra “ne yedirsem” diye devam edince okumaları arttırdılar. Diyet kavgalarından ve ambalajlı besinimsilerden fena halde sıkıldılar. Eğitim aldılar, kendilerini eğittiler, bildiklerini paylaştılar. Düzene uymaktansa kendi mutfak düzenlerini kurmayı tercih ettiler. Sosyal medyada birbirlerini görünce hemen tanıdılar. Ülkeler aşıp kafa kafaya verdiler. Ezberlerin tersinden giden yolu en çok sevdiler. Kadim bilgi ve doğal akışın önünde saygıyla eğildiler. Bütüncül tıbba gönül verdiler.

“En etkili ilaç, yediklerimizdir” deyip yola koyuldular.

Herkes köşesine çekildi. Ve hikaye böyle başladı.

Bu siteyi varlık sebebimiz, çocuklarımıza ithaf ediyoruz.”

Klordioksiti ilk duyduğumda hakkında  FDA ( ABD Sağlık Bakanlığına bağlı bir kurum) gibi kurumların çamaşır suyudur gibi açıklamalar yaptığını sitelerinde de görmenin mümkün olduğunu fark ettim! Bu durumu sonraki yazıda Alman kökenli Andreas Ludwıg Kalcker’in Klordioksite nasıl yaklaştığı ve Korona konusunda eriştiğim Bolivya’nın Klordioksit deneyiminden bahsedeceğim sonraki yazıda ifade etmeye çalışacağım…

Hoş, bu konuda yaptığım araştırmalar gösteriyor ki had safhada bir sansür uygulanıyor bu konuya ama imkansız da değil gerçeklere ulaşmak!  Arayanın bulduğunu söyleyen atalarıma güveniyorum!…

Devem Edecek >>>  Yazı Dizisi 3- Andreas Ludwıg Kalcker kimdir?

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın